Beslenme Sağlık

Erkek tipi şişmanlık ve yağlanmaya dikkat!

obezite ve elme tipi şişmanlık
Erkek tipi (Elma tipi) şişmanlık nedir? Obez miyim? Vücudumdaki yağlanma şekli hangi hastalıklara davetiye çıkarıyor? Tüm detayları yazımızda...

Bedenin başlıca enerji deposu olan yağ, trigliseritler olarak adipoz(yağ doku) dokunun esasını oluşturur. Adipoz dokunun (yağ dokunun) bedenin değişik bölgelerine dağılımı genetik kontrol altındadır ve erkek ve kadında farklıdır. Yağın daha çok bedenin alt bölümünde(kalçada) toplanması ‘jenoid tip’ (armut biçimi) olarak bilinir ve genelde kadına özgüdür. Yağın bedenin üst bölgesine (bel ve üst karında) toplanması ‘android tip’ (elma tipi) olarak adlandırılır ve erkeğe özgüdür.

Erkek tipi (elma tipi) şişmanlık nedir?

Santral (Erkek Tipi) Obezite: Bu tür obezite; elma tipi, abdominal, kayış ya da kemer üstü, ve merkezi şişmanlık olarak bilinmektedir. Santral obezitede birim başına düşen yağ hücresi miktarı olduğundan daha yüksektir. Yağlar kollar ve bacaklardan çok, gövde ve karın bölgesinde toplanır. Metabolik hastalıklara en sık bu obezite tipi neden olmaktadır. Bel çevresinde oluşan yağlanma, iç organlara da zarar verebilir. Başlıca kanser hastalıkları, şeker hastalığı, karaciğer yağlanması ve kalp rahatsızlıklarına yakalanma riski oldukça fazladır. Yaşam kalitesini ve yaşam süresini düşürür.

Obez miyim?

Obezite vücut yağ kitlesinde artış olarak tanımlanmaktadır. BKI değerinize bakarak obez miyim? sorusunun cevabını bulabilirsiniz. Öncelikle BKI değeri kilonuzun, metre cinsinden boyunuzun karesine bölünmesiyle hesaplanır. Beden kütle indeksinin 25-29 kg/m2 arasında olmasına hafif şişmanlık, 30kg/m2 üstü olmasına da obezite denmektedir.  Bundan daha iyi bir ölçüm de total yağ kütlesinin ölçülmesidir. Yağ dokusu kitlesinin erkeklerde vücut kütlesinin %25’ni, kadınlarda vücut kütlesinin %35’ini aşması obezite olarak kabul edilmektedir.

obez miyim fazla kilolar ve yağlanma hangi hastalıklara yol açıyor

Bir diğer obezite kriteri bel çevresi ölçümüdür. Bel çevresi ölçüm değeri klinik uygulama kolaylığı nedeni ile obezite tanısının konmasında sıklıkla kullanılmaktadır. Bel çevresinin erkeklerde 94 cm, kadınlarda 80 cm üzerinde olması dikkat edilmesi gereken sınır değeri olarak değerlendirilirken, bel çevresi değerinin erkekler için 102 cm, kadınlar için 88 cm ve üzerinde olması obezite olarak nitelendirilmektedir.

Bel çevresi ölçümünün viseral yağ dokusunun ve dolayısı obezite ilişkili kardiyovasküler risk faktörlerinin bir göstergesi olduğuna dair veriler elde edilmiştir. Bu veri aynı zamanda abdominal obezitenin (karın bölgesi ve gövde kısmında yağlanma ile karakterize), genel vücut obezitesinden daha farklı olarak kardiyovasküler risk faktörlerine neden olduğunun kanıtıdır.

Vücudumdaki yağlanma şekli hangi hastalıklara davetiye çıkarıyor?

Başta, karın bölgesindeki yağlanmanın eşlik ettiği elma tipi (erkek tipi) şişmanlığın olmak üzere, obezitenin sebep olduğu başlıca hastalıkları inceleyecek olursak;

  1. Metabolik sendrom (MetS) erken yaşlarda ateroskleroza yol açarak mortalite ve morbidite nedeni olan bir hastalıktır. Hastalığın santral obezite(erkek tipi, elma tipi) ve insülin direnci temelinde geliştiğine dair güçlü ipuçları bulunmaktadır. Metabolik sendrom bazı klinik ve laboratuar kriterler ile tanımlanmaktadır. Bu kriterler; obezite, serum HDL kolesterol düşüklüğü, serum trigliserid yüksekliği, hipertansiyon ve hiperglisemi ortaktır.
  • Metabolik sendrom koroner kalp hastalığı gelişme riskini iki kat, koroner kalp hastalığından ölme riskini üç kat ve tip 2 diyabet(şeker hastalığı) gelişme riskini altı kat arttırır.
  • Obezitenin metabolik sendroma yol açmasının dışında, abdominal obezitenin (erkek tipi, elma tipi) metabolik sendromun tüm bileşenlerinden bağımsız olarak metabolik sendroma eşlik ettiğini gösteren çalışmalar vardır.
  1. Obez bireylerde hipertansiyon görülme riski yüksektir ve yüksek hipertansiyon yüksek kardiyovasküler hastalık gelişme riski anlamına da gelmektedir. Buna bağlı olarak da hipertansif kişilerde inme, sol ventrikül hipertrofisi, kalp yetersizliği ve kronik böbrek yetersizliği gelişme riski yüksektir.
  2. BKİ, 25 ve üzerine çıktığı zaman obezitenin derecesine göre hipertansiyon (HT), tip 2 Diabetes Mellitus (DM) ve kardiyovasküler hastalık riski artış göstermektedir. Santral ya da visseral-abdominal obezite (elma biçimli/erkek tipi obezite), gluteal-femoral obezite (armut biçimli/kadın tipi obezite) ile karşılaştırıldığında metabolik komplikasyonlarla daha yakından ilişkilidir. Tek başına bel çevresinin erkeklerde 102 cm kadınlarda 88 cm’nin üzerinde olması artmış kardiyovasküler hastalık riski ile ilişkilidir.
  3. Abdominal obezitede, insülinin, glikoz kullanımını ve depolanmasını uyarıcı etkileri azalmaktadır. Bu durum da insülin direncine neden olmaktadır. Yine yağ dokusundan salgılanan hormonların regülasyonunun bozulmasının da insülin direncine katkıda bulunduğu belirtilmektedir.
  4. Ciddi obez olan kişilerde uyku apne sendromu sıklıkla görülmektedir. Nedeni üst hava yolundaki yumuşak dokunun artması ve uyku sırasında üst havayolunda kollaps olmasıdır. Tıkanmaya bağlı olarak apne(solunumun geçici olarak durması), hipoksi(oksijen yetersizliği), hiperkapni(karbondioksit yüksekliği) olmaktadır. Uyku apne sendromu hipertansiyon, pulmoner hipertansiyon ve sağ kalp yetmezliği gelişiminde rol oynamaktadır.
  5. Obezite bazı kanser türleri ile de ilişkili bulunmuştur. Obezite ile erkeklerde kolon, rektum, prostat kanseri artarken kadınlarda ise rahim, safra yolları, meme ve yumurtalık kanseri sıklığı artmaktadır.
  6. Yapılan çalışmalarda obez kişilerde inme (felç) riskinin arttığı gösterilmiştir.
  7. Obez kişilerde alt ekstremite dejeneratif eklem hastalığı sıklığı artmakta ve erken yaşta osteoartrit (kireçlenme) gelişmektedir.

Sonuç olarak;

✓ Birçok hastalığın en önemli nedenlerinden biri olarak gösterilen obezite ve santral yağlanma sorununu çözmek için önce kendi vücudumuzu tanımalı, nasıl bir vücut tipine ve yağlanmaya sahip olduğumuzun farkına varmalıyız.

✓ Özellikle karın bölgesinde bir yağlanmadan şikayetçi oluyorsak mutlaka bir diyetisyene başvurmalı kişiye uygun hazırlanan sağlıklı beslenme programı ile, sağlımızı korumak için önlemler almalıyız.

Zehra Inan

Diyetisyen Zehra İnan 1993 yılında Kastamonu'da doğdu.Lise eğitimini İstanbul'da tamamladı. 2011 yılında Selçuk Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü'ne girerek, 2015 yılında "Diyetisyen" unvanı ile bölüm birincisi olarak mezun oldu.
Lisans dönemi süresince, Selçuk Tıp Fakültesi'nde 'Hastalıklarda Diyet Tedavisi ve Çocuk Hastalıklarında Beslenme' ile ilgili stajlarını tamamladı. Özel Konya Farabi Hastanesi'nde, Dr. İsmail Işık Huzurevi'nde, Akşehir Devlet Hastanesi'nde ve Özel İstanbul Şafak Hastanesi'nde obezite, hastalıklarda diyet tedavisi, diyaliz ve beslenme ile kurum diyetisyenliği birimlerinde stajlarını tamamladı.
Mezuniyet sonrası 2015 Ağustos tarihinde İstanbul'da Şafak Tıp Merkezi Arnavutköy'de ve Özel Öz İstanbul Cerrahi Tıp Merkezi'nde yarı zamanlı olarak çalıştı. Şu an Şafak Tıp Merkezi Arnavutköy' de tam zamanlı olarak çalışmaktadır.

Yorum Yap

Yorum yapmak için tıklayın...

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Ücretsiz abone olun!

Size kaliteli yaşamanın yollarını ve yeni yazılarımızı haftalık veya aylık olarak gönderelim!

Teşekkür Ederiz!

Üzgünüz bir hata oluştu!

Daha İyi Bir Erkek Olmak İçin
Ücretsiz Abone Olun!

erkekse.com ile daha iyi bir erkek olmanın zamanı gelmedi mi?

Teşekkür Ederiz!

Üzgünüz bir hata oluştu!